Engin Özkoç: Allah Sizi Affeder Mi Bilmiyorum Ama Hangi Felaketi Söylesem Milletimiz Sizi Affetmez
CHP Küme Başkan Yardımcısı Engin Özkoç, Kızılay’ın Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından çadır satışına ilişkin, “Kızılay böyle büyük bir afette, kışın soğukta, ayazda çadır satamaz, satmamalı. Çünkü bizim Hilal’imiz. -i Ahmer artık bir hayır kurumu değil holding şirketidir.Bu yüzden serbest piyasa ekonomisi ve holding mantığı ile ihtiyacı olana değil parası olana parası olana çadır satmaktadır, dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Adıyamanlılardan helallik istemesine ilişkin Özkoç, “Sizin helalliğiniz konusunda bizim verecek bir şeyimiz yok. Allah affeder mi bilmiyorum ama hangi mağduriyetle karşılaşsam milletimiz sizi affetmiyor. “
Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerin ardından çalışmalarına ara veren TBMM Genel Kurulu bugün toplandı. EYT düzenlemesi öncesi grup milletvekilleri gündem dışı açıklamalarda bulundu. CHP adına konuşan Grup Başkanvekili Engin Özkoç, ülke tarihinin en büyük acılarından birinin yaşandığını belirterek, “Hepimizin başı sağolsun. Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimizi rahmetle anıyorum. … Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.”
“ARTIK LÜTFEN BÖLGEDEKİ VATANDAŞLARIMIZIN KONUT VE İNANÇ SORUNUNU ÇÖZELİM”
Malatya’da dün meydana gelen depremi hatırlatan Özkoç, “Hayatını kaybeden iki vatandaşımıza Allah’tan rahmet, yaralı 140 vatandaşımıza şifalar diliyorum. Buradan vatandaşlarımıza bir kez daha sesleniyorum, lütfen acele etmeyin. Binalara girin ve lütfen güven meselesini halledin” dedi.
“HİLALİMİZ ARTIK BİR YARDIM KURULUŞU DEĞİL, HOLDİNG OLARAK YÖNETİLMEKTEDİR”
Engin Özkoç dedi ki:
“Bugün 22. Gün. Hala çadır ihtiyacı var. Halka çadır dağıtması gereken Kızılay çadır satıyor. Az önce arkadaşlarımın da belirttiği gibi dünyada bunun bir örneği yok. Kızılay 192 muadil dernekten biridir.Kışın ayazda çadır satamaz ve satmamalıdır.Çünkü Hilal-i Ahmerimiz artık hayır kurumu olarak değil holding olarak yönetilmektedir.Dolayısıyla çadır satmaktadır. parası olana, ihtiyacı olana değil, başı dertte olana değil, serbest piyasa ekonomisi ve holding mantığıyla parası olana.. Bugünün Türkiye gerçeği, iktidarın hükümdarı iken. Parti güçlü villasının bahçesine çadır kurabiliyor, halkımız çadırsız açıkta yatıyor.
“HALKIMIZ HAKLARINI NEDEN HELAL VEREBİLİR”
İnsanlarımız soğukta titrerken, açken, açıktayken bürokratik engellerle karşılaştık. Türkiye de AFAD bürokrasisini tanıdı. Mani tanımayan dayanışmayı da hissettik. Dayanışma içindeyiz. Devlet örgütlenemedi ama millet örgütlendi ve birbirine yardım etti. Gençler koli taşıdı. Evlerinden çıkmayan yaşlı vatandaşlarımız bere örerek uğurladı. Çocuklarımız oyuncaklarını kardeşleri için ayırdı. Doktorlar, eczacılar, psikologlar, gönüllüler bölgeye akın etti. Acıda birleştik. İçimiz yanarken ‘Mehmetçik neden yanımızda değil, Kızılay çadırları nerede’ dedik. Bizde ne kabalık ne de şerefsizlik var. Tüm medyada hakaretlere, tehditlere ve yasaklara maruz kaldık. Şimdi bu milletten helal istiyorsunuz. Görünen darbe girişiminden sonra dilediğiniz gibi helal edin. Korona virüste hayatını kaybeden insanlarımızdan sonra siz nasıl helâl isterseniz. Şimdi kaybettiğimiz yaklaşık 50 bin candan sonra ‘Halkımız hakkını versin’ diyorsunuz. Neden veda etsin ki? Yapamadığınız küçük hatalar için ne gibi önlemler aldınız ve halkımız size hakkını vermeli?
“Bunları sen mi yaptın? HAYIR. NE İSTİYORSUN? HELALLİK”
Ben Sakarya Milletvekiliyim. Depremde enkazın ortasında çıktıktan sonra ailemi önce nereye götüreceğimi düşündüm. O günden bahsediyorum. ‘Burası ilk yardım toplama alanınız’ dediler. Gittim, burası sadece bir çorak arazi. Çadır deposu var mı? Hayır. Su deposu var mı? Hayır. İlk yardım deposu var mı? Hayır. Acil portatif mutfak kurulacak değil mi? Hayır. Hiçbir şey. Orası çorak bir arazi. Devlet, beyin sarsıntısı için topladığı vergilerle gerekli cephaneyi bu depolara koysaydı ve sonra oraya asker gönderseydi, halk sorunsuz bir şekilde çadırlarını, yemeklerini, yaralarını sarmaya başlardı. Bunları yaptın mı? Hayır. Ne istiyorsun? Herşey gönlünce olsun.
“ALLAH SİZİ AFFEDER Mİ BİLMİYORUM AMA MİLLETİMİZ BENİM FELAKETE İYİM OLDUĞUMDA SİZİ BİZİM MİLLETİMİZ affetmez”
Siyasi liderin siyasi sorumluluğu vardır. Karşılığında da halkına karşı sorumludur. Kızılay’daki rezalet, kurumların çökmesi, sizin de kabul ettiğiniz gibi en hayati 48 saat pasif kalmak. Orduyu zamanında ve aktif güçle sahaya sürmemek. Ne afet öncesi ne de afet sonrası gerekli hazırlıkların yapılmaması. Konu veda değil. Bu siyasi bir sorumluluktur. ve siyasi sorumluluk insanlara ve maddelere karşı hesap verebilir olmaktır. Senin helalliğinle ilgili verecek bir helalimiz yok. Allah affeder mi bilmiyorum ama hangi sağ kurtulanla konuşsam milletimiz seni affetmez.”
